13 Şubat 2013 Çarşamba


                       EŞ SEÇERKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR





Kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz derler. Yani önce kendimizi tanımlamalıyız. Kişiliğimizi bilmeliyiz ki, ona göre bir eş bulalım. Zıtlıkların birlikteliği eğlenceli gibi dursa da uzmanlar aynı görüşte değil. Güzel düşlerle kurulan evlilik yaşamı, kişilik çatışmaları sonucu pekala ''''cehennem''''e dönüşebiliyor. Her şey güzel başlar bir ilişkide. Heyecan, yeninin çekiciliği, aşk meşk derken arada asıl bilmemiz, öğrenmemiz gerekenleri unutup, es geçiyor, sonra da romantizm ve cinsellik rüzgarları dinince, ''''eyvah ben ne yaptım'''' diyoruz ama iş işten de geçmiş oluyor maalesef. Elbette, kasaptan et, manavdan karpuz alır misali düşünüp, bakıp tartıp, bütçeye uygun bir seçim yapamayacağımıza göre, kısmetimizde, zevkimizde ne varsa idare ediyoruz ama asıl sorun da o noktada başlıyor. Duygusallıkla birlikte mantığın da devreye girmesi gerekiyor mutlu ve sağlıklı bir ilişkinin temellerini atabilmek için. Evlilikte ''riskli kişilikler'' bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar, ''Partnerinizi çok iyi tanımalısınız'' uyarısında bulunuyor ve bu kişiliklerin, ilişkiyi sarstığını belirtiyor. Güzel düşlerle kurulan evlilik yaşamının, kişilik çatışmaları sonucu ''''cehenneme'''' dönüşebileceği gerçeğine de dikkat çekiyorlar. Evlilik hayatında ''''riskli kişilikler'''' bulunduğunu belirten uzmanlar, ''''evlenmeden önce partnerinizi iyi tanıyın'''' uyarısında bulunuyor. Evlilikte bazı kişiliklerin sorunlara yol açabildiğine dikkat çekip, bu kişilik yapılarını ve özelliklerini ise şöyle sıralıyor: Obsesifler: Duygusal ve kısıtlıdırlar, kendilerini iyi ifade edemezler. Aşırı titizdirler. Bununla birlikte her şeyin programlı olmasını isterler. Çok dakiktirler ve herkesin de dakik, planlı ve düzenli olmasını isterler. Eşinin beş dakika dahi geç kalması büyük sorunlara yol açabilir. Pasif agresifler: Bunlar genelde her şeye ''''Evet'''' diyen ama ''''Evet'''' dediklerini yapmayan bir yapıya sahiptirler. Sevmedikleri şeye dahi ''''Hayır'''' diyemezler. Karşısındakini düş kırıklığına uğratıp kızdırırlar. Kaçınanlar: Sessiz ve çok pasiftirler. Gerektiği zaman olması gereken tartışmadan dahi kaçınırlar. Böyle olunca da ilişkiyi çok sağlıklı bir şekilde sürdüremezler. Bağımlılar: Bu kişilik yapısındakilerin bireysellikleri yoktur. Bütün kararları karşısındakinin almasını beklerler. Bireyselliklerini ortaya koyamadıkları için karşısındakini de sinirlendirebilirler. Narsistler: Kendilerini çok beğenirler. Sürekli olarak dikkatin ve beğeninin kendinde olmasını isterler. Bu kişiler kendilerini her şeyden çok severler ve sevilme ihtiyaçları çok zor doyurulur. Bu nedenle de ilişkilerde hep sorun yaşarlar. Sevilme isteğini doyurmak çok zordur. Sık sık ilişki değişireterek ilk anı yakalamak isterler. Durum bundan ibaret. Anlayacağınız, kişilik tipinizi belirleyip, kimle birlikte olacağınıza bu kriterleri gözönünde bulundurarak karar verin. Zevkle başlayan ilişkiler, acıyla bitmesin... (bugün)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder