17 Ocak 2013 Perşembe

sağlık


Kağıt reçete yazılmayacak, yazılırsa da eczaneler karşılamayacak

TÜRKİYE yeni yılla birlikte yeni bir uygulamaya, e-reçete'ye geçiyor. Bu tarihten itibaren doktorlar kâğıt reçete yazamayacak. Yazılmış olsa da bu reçeteleri eczaneler karşılamayacak. Temmuz ayında bazı bölgelerde pilot olarak başlayan elektronik reçete uygulamasının yılbaşından itibaren zorunlu olması ise tepkilere neden oldu. Kimileri sistemde yaşanan şifre alma ve yeni uygulamayı bilmemekten kaynaklanan sorunların e-reçetenin zorunlu hale getirilmesiyle daha da büyüyeceğini savunurken kimileri ise e-reçetenin ilaç takibi ve kayıt kolaylığı sağlayacağını söylüyor.
KİMLER DOĞUM KONTROL HAPI KULLANMAMALI?

Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, " Doğum kontrol hapları bir çok hastalıkta olumlu etkiler göstermesine karşın aslında çok da masum olmayabilirler " diyor. Özellikle 35 yaşını geçmiş kadınlarda, günde 15 ' ten fazla sigara
içenlerde, morbid obezlerde, diyabetlilerde, kontrol altına alınamayan hipertansiyon hastalarında, migren hastalığı varlığında ve daha önceden saptanmış pıhtılaşmaya meyil gösteren bozukluk durumlarında bu hapların kullanımında dikkatli olunması gerekiyor. 

Doğabilecek sakıncalar ilaçların kullanım kılavuzlarında yazılmasına rağmen hasta ya da sağlıklıkadınların bu hususlara dikkat etmedikleri belirtiliyor. Doktorların bu ilaçları hastalarına yarar-zarar dengesi gözeterek vermeleri gerekse de bazen kullanmaması gereken kişilerce de kullanıldığına dikkat çekiliyor. 

Prof. Dr. Yıldız, "Dünya Sağlık Örgütü' nün (WHO) kimlerin doğum kontrol hapı kullanıp kimlerin kullanmaması gerektiği konusunda güncel listeleri bulunuyor "diyor. 2011 yılının en güncel listesine bakıldığında, özellikle doğurganlık çağının ikinci yarısı tehlikeye işaret ediyor. İdeal kilonun korunması ve sigaradan uzak durulması ise risklerden korunmada çok önemli yer tutuyor. Hastanın hipertansiyon ve diyabeti olması durumunda doğum kontrol hapı kullanılması yüksek riskli bir durum olarak değerlendiriliyor.



Çocukluk çağı aşı takvimine eklenen su çiçeği aşısının Sağlık Bakanlığı'nın laboratuvarındaki analizi tamamlandı. Aşı kısa süre içinde 12 aylık bebeklere uygulanmaya başlanacak.




Sağlık bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu,  su çiçeğinin daha çok çocukluk döneminde geçirilen bir hastalık olduğunu, zaman zaman ciddi komplikasyonlara yol açıp ölüme yol açtığını vurguladı.

Hastalığın sadece çocuğu değil aileyi de etkilediğini, hastalığa yol açan virüsün ileri yaşlarda, “zona” denilen ve şiddetli ağrıyla seyreden bir cilt hastalığa neden olduğunu kaydeden Torunoğlu, “Su çiçeği dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak görülüyor. Uygulayacağımız ücretsiz aşıyla artık çocuklarımızı bu hastalığa karşı da koruyacağız” dedi.



İyi huylu kistlerin alınması için uygulanan ancak bebek umudunu azaltan ameliyatlar artık tehlike olmayacak. Ankara Üniversitesi’nin yaptığı çalışmaya göre yumurtalık rezervi korunarak miyom ve çikolata kisti ameliyatı yapılabilecek.


ANKARA Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Sönmezer, dünyada ilk kez yapılan bir çalışmada mevcut yumurtalık rezervi büyük ölçüde korunarak çikolata kistlerinin ameliyat edilebildiğini gösterdiklerini bildirdi. Böylece ameliyat olan kadınların anne olma ihtimali azalmayacak.
İYİ HUYLULAR AMA...
Sönmezer, üreme çağındaki kadınlarda miyomlar ve çikolata kistleri gibi iyi huylu, ancak gebe kalma şansını azaltabilen durumlarla çok sık olarak karşılaştıklarını belirterek, bu hastaların cerrahi olarak dikkatli bir şekilde tedavi edilmesinin gelecek doğurganlık potansiyelinin korunması açısından oldukça önemli olduğunu söyledi. Sönmezer şöyle devam etti:
“Artık bütün yumurtalık kistleri laparoskopik cerrahi ile (kapalı cerrahi) başarılı bir şekilde çıkarılabiliyor. Teknik olarak yumurtalık kistleri çıkarıldıktan sonra kanama alanları elektrik enerjisi yardımı ile durduruluyor. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda uygulanan bu elektrik enerjisinin hedef dokunun global ısısını artırarak sağlıklı alanlarda da termal hasara neden olabileceği gösterildi.”
YUMURTALIKLAR KORUNUYOR
“Üniversitemizde gerçekleştirdiğimiz bu prospektif çalışmada ilk defa uygulanan yeni bir teknik ile hiç elektrokoter kullanmadan, çikolata kistleri çıkarıldıktan sonra trombin adı verilen kanama bölgesindeki pıhtılaşmayı çabuklaştıran bir madde kullanarak hem cerrahinin etkin bir şekilde yapılabildiğini, hem de yumurtalık rezervinin belirgin oranda korunduğunu gösterdik. Ayrıca kullanılan bu yeni yöntem herhangi bir risk getirmiyor ve ameliyat süresini uzatmıyor.”
Prof. Dr. Sönmezer 4 santimden büyük tek bir çikolata kisti olan 30 hasta üzerinde çalıştıklarını söyledi. Araştırma Archives in Obstetrics and Gynecology dergisinde yayınlandı.
Çikolata kisti nedir?
Çikolata kistleri, rahim iç dokusunun yumurtalıklar içerisine yerleşip her ay kanaması ve çikolata benzeri bir kanlı sıvıyla dolması ile oluşan yumurtalık kistleridir. Genellikle şiddetli adet ağrısına, bazen de tüpleri kapatarak ve yumurta kalitesini bozarak kısırlığa neden olabilmektedir.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder